VAjiNiSMUS ( iLK GECE-iLiŞKiYE GiRME KORKUSU)

Tüm korkular gibi vajinismus (ilk gece korkusu )’ da yaşayan kişiler için hayatı çekilmez kılan kokulardan biridir.Toplumumuzda oldukça yaygın olarak görülmektedir.Özellikle eğitim düzeyi yüksek kadınlarda görülmesi şaşırtıcıdır . Vajinismus, vajina kaslarının kasılarak cinsel ilişkiye olanak vermemesidir. Vajinismus da olduğu gibi fobilerin (Korkular ) tümü yaşayan kişiler açısında aşılması çok güç ,çözülmesi imkansıza yakın sorunlar olarak görülür, bu durum çözüme ulaşılmadığı taktirde kendi kendini besler ve güçlendirir, çoğu kişi bir süre sonra korktukları şeyi telaffuz etmek düşünmek bile istemez , uzaklaşmaya çalışırlar.
Cinsel soğukluk ile vajinismus arasındaki fark ; cinsel soğuklukta ilişkiye girmekten zevk alamama, vajinismus da ise zevk alma ve istek olmasına karşın zarar görme korkma , duygusu söz konusudur.

Neden kaynaklanır?
Korkular fizyolojik , anatomik yapıyla ilişkili değildir.Psikolojik tabanlıdır .Sosyal çevre ,aile , yanlış öğrenme, bilgisizlik , önyargı ,yanlış anlatımlar ,ya da sadece bilmemekle başlayan bir tedirginlik , çocukluktan kalma korkular, ayıp, günah gibi kavramlar olabilir .Tıbbi olarak kabul görmeyen kızlık zarının kalınlığı gibi yanlış bir düşünce olabilir .Bu korku zamanla içinden çıkılmaz gibi gözüken bir hale gelir Ancak bazı durumlara da bu ön yargıların ortadan kaldırılması ile kendiliğinden de ortadan kalkabilir.Korkular genelde kadının zihninde simgesel olarak aşırı büyüttüğü penisin yüzünden acı çekme parçalanma korkusudur.Hamile kalma korkusu da buna neden olan başka bir neden olabilir.
İnsanın en temel ihtiyaçlarının içinde yer alan başka bir faktör bulunmaktadır ..Bu da korunma içgüdüsü;Uğrayabileceği dışsal tehditler karşısında ki bilinçdışı olarak kendini savunmak için otomatik olarak işleyen bir mekanizmadır.
Kaybetme korkusu işin diğer bir boyutunu oluşturur.Psikolojik bir etmen olarak bu da sürecin içerisinde yer alabilir.Şöyle ki özellikle toplumumuzda bekaret bir kızın uzun yıllar taşıdığı korumak zorunda olduğu ,sadece kendinin değil gelecekteki eşi ,tüm aile ,tüm sülale ve hatta tüm insanlık için
Saklamak korumak zorunda olduğu bir hazinedir,Kişinin tüm saflığını temizliğini temsil eder,dikkat edilirse özellikle korku flimlerinde de bir bakire kız portresi vardır saf bakire temiz yüzlü ve beyazlar giymiş.Kadın olduğunda cinsel hayatı başladığında bu saflık temizlik kaybedilecek kirlenmişlik ve suçluluk hissi yerine bırakacağını bilinçaltından eşleştirebilir.Bu mekanizmaların büyük çoğunluğu bilinç altında yaşanır.gerçek sebebinin yada sebeplerinin ne olduğu konusunda yapılan psikoterapi hipnoterapi seansları ve diğer bilinçaltı yöntemler ayrıntılı olarak fikir sahibi olmamızı sağlar.

Hipotalamus , amigdala vs gibi kullanılan teknik terimler ile anlatılmaya çalışılan nedir?

Beyinde yer alan bu ilkel beyin dediğimiz alanlar hacim olarak beynin çok küçük bir alanını tutsa da etkileri oldukça fazladır. İnsanoğlunun erken çağlarından gelen savunma mekanizması savaş ya da kaç tepkisi insanın ayakta kalma mücadelesinde insanı koruyarak tehlikelerden uzak kalmasını baş etmesinin güç olduğu durumlarda vücuda aşırı enerji yükleyerek hızla kaçabilmesi veya kendini savunabilmesi savaşabilmesi için gerekli enerjiyi sağlamıştır. Adrenalin miktarındaki artış, kaslarda sertleşme, hızlı nefes alarak kana oksijen ve şeker pompalama ve sonuç savaşmaya ya da kaçmaya hazır bir hale gelme .İşte bu mekanizma tetikleyici işledikten sonra kasılama ve kendini kapatmayı başlatan süreçtir.
Peki artık karşınıza bir aslan ,bir timsah,insan yiyen bir dinazor çıkma şansı yok(dinazor fikirli insanlar hariç), bir kedi , kelebek , asansör , kapalı yer ya da vajinismus bunlar çağdaş korkularımız
ama beynin genetik kodlaması hala savaş ya da kaç sistemiyle genetiğinden getirdiği savunma mekanizmalarını uygulamaya devam ediyor burada öncelikli işlem bu tetikleyici mekanizmanın işler hale gelmemesini sağlamak gereklidir.
Korkuları dışsal kokular dediğimiz tetikleyicisi bir olaya bir yere bir kişiye bir canlıya bir duygu ya da anıya bağlı olan korkuları psikolojik tetikleyicileri kaldırmadan çözmeye çalışmak ve buna hazırlamadan bununla yüzleştirmek ihtiyaç duyan kişiye eziyet çektirmekten başka bir şey değildir.


Peki nedir sorun ?

Sorun şudur ki; dışsal korku beynin içinde yaşanan öğrenilmiş bir olgudur,otomatik olarak verilen ilkel beyin tepkileri savunma mekanizmaları, korkuyu çözmekten uzak körükleyici ve etkilerini arttırıcı bir yapı ortaya çıkartmaktadır.Sorunu yaşayan kişinin duyduğu acıma korkusu , kasılma ve kendini kapama sonucu sertleşen erkeğin cinsel organının(penisin ) yaptığı bası acıya olan korkuyu ,zarar görme korkusunu pekiştirir.Hatta hafifi bir baskı bile büyük acı hissi uyandırabilir.Hatta bu korku öle bir hal alabilir ki çok daha önce bu aşamaya bile gelmeden ağlama ve panik şeklinde kendini gösterebilir panik atak benzeri belirtilere neden olabilir.
Bu sorun ilaçla çözülemez, sorunu yaşayan kişiye ilaç tedavisi verilmez; çünkü medikal tedavi ile çözülebilecek bir sorun değildir.
Yaşayan kişinin ve yakın çevresinin hayatını çekilmez ve içinden çıkılmaz hale sokar.Yanlış yaklaşımlar , baskı ve amatör girişimler ile çözüme ulaşılamaması çözümün zor olduğuna ya da olmadığına olan inanma isteğini körükler.Korkudan korkmak mı ? Sorunu çözmekten korkmak mı daha baskın hale gelir bilinmez hale sokar.Bunu kişi bile bir süre sonra anlayamaz.İşte kronikleşme yıllarca bu sorundan kurtulamamanın nedenlerinden bazıları bunlardır.Vajinismusu yaşayan kişi erkeklere karşı bir korku duyuyor olabilir , yaşanmış kötü bir tecrübeye sahip ,görmüş ya da duymuş olabilir(taciz,tecavüz,dayak,zorlama vs.) , bilmediğinden başlayan bir korku olabilir(temel cinsel bilgi ve eğitimleri ailesinden doğru bir şekilde almamış olabilir).Sebepleri her ne olursa olsun beynimizin içinde kişinin psikolojisinde çözülmesi gereken bir sorundur.


Genel olarak bilinmesi gerekenler nelerdir?


Aslında çoğunlukla korkularının yersiz olduğunu bilirler.Temel fizyolojik gerçeklerden haberdar olsalar dahi bilmek mevcut durumu çözmeye yetmez.Kadının cinsel organı ilişki sırasında erkeğin cinsel organının büyüklüğüne göre kendisini ayarlayabilir 10 kata kadar büyüyerek küçülebilir herhangi bir zarar görmeden.Zarın kalınlığının fazla olması diye bir etmen tıbbi olarak kabul görmemektedir.Tüm kasılmalar ,bulantılar, ağlama, krizleri,acı ,dünya başına yılıyor hissi,utanma vs tamamen korkuya bağlı gelişen psikolojik hislerdir.İlişkinin başarılamaması da ayrı bir durumdur .Başarısızlık ,ümitsizlik,yetersizlik ,aşağılanma ,özgüven yetersizliği hislerine neden olabilir veya pekiştirebilir .Kişi kendinde bir eksiklik olduğu düşüncesi altında ezilebilir içine kapanabilir ya da saldırganlaşabilir.Cinsel olarak isteksiz olduğu şeklinde kendisini kandırabilir.Kızgınlık, öfke , kırılganlık, evlilik sorunları ,geçimsizlik dolayısı ile korkusundan uzaklaşma şeklinde ortaya çıkabilir.Çoğu kadın aynı korkuları doktor muayenesine gittiğinde de benzer şekilde yasar rahatsız olur ve özellikle tıbbi muayeneden uzak durur kaçar.Çözümde antidepresan ya da sakinleştirici ilaçlar cinsel istek azalması ve isteksizlik yaratmaktan başka bir işe yaramaz.Kas gevşeticiler alkol vs ile yine aynı şekilde korkuyu kaldırmak mümkün olmadığın dolayı başarısızlık yaşanır.Lokal olarak uygulanan uyuşturucu ve gevşeticiler de erkek cinsel organında uyuşmaya neden olabilir ya da ilaçsız yapılan tekrar denemelerde başarısızlık ,korkunun devamı,panik ,kasılma,bulantı ,istek azalması kesilmesi ve acı hissi tekrarlanabilir. Sorun ilk olarak beyinde psikolojide bitirilmeli korku ortadan kaldırılmalıdır. Vajinismus diğer korkular gibi bir korkudur tamamen psikolojik bir sorundur ve psikolojik yöntem gereklidir.Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Köpek korkusu olan bir kişiyi ilaç ile ya da alkol ,ile uyuşturarak ya da uyutarak eline bir köpek verelim. İlacın ya da alkolün etkisi geçtikten sonra aynı köpeği tekrara bu kişinin eline verelim .sonuç sizce ne olur? Tabiî ki korkunun geçmesi beklenemez vajinismusta da aynı durum söz konusudur.sorun kökünden çözülmedikçe kişi ilişkiye giremez. Öyle ki normal doğum yapmış olmasına rağmen hala normal ilişkiye giremeyen kadınlar vardır. Başarısızlıkla sonuçlanan tekrar deneyimlerin yıkıcı etkisini göz ardı etmemek gereklidir.

Doğru yaklaşım ; Türk toplumunda (kapalı bir toplumdur) ergenlik ile birlikte özellikle kız çocuklarında anne ve ailenin bayan büyüklerinin doğru bir şekilde bilgilendirmesi gereklidir.Çünkü toplumumuzun genelinde bunu öğrenebilecekleri başka bir yer yoktur.Gazetelerimizde çıkan komik Güzin abla yazıları da bu konularda annelerin kızlarının cinsel eğitimlerinde onları ne kadar yalnız başlarına bıraktıklarının birer göstergesidir.Böylece bu korku oluşmadan en basında bilinçli şekilde engellenmiş çok daha kısa sürede ve kolay olarak çözümlenmiş olur.


Nasıl çözülür ?

Hipnoterapi ve psikoterapi seanslarında yapılan çalışmaların tamamı korkuyu beyinde ruhsal olarak yaşandığı yerde bitirmek içindir.Temel psikolojik yaklaşımlarda hipnoz seansları içerisinde kullanılır örneğin ;
Davranışçı Terapi ‘nin bir yöntemi olan sistematik duyarsızlaştırma (korkulan bir şeyi örneğin bir kediyi ilk önce resmini göstermek ,sonra o resme dokunmasını sağlamak,sonra bir kedi filmi izletmek,daha sonra kediyi uzaktan izletmek ,yavaş yavaş yaklaştırmak , dokunmak en sonunda sevmek) Gibi farklı yaklaşımlar ve tedavi enstrümanlarının birlikte kullanımına imkan vermektedir hipoz ve hipnoterapi.
Bunun gibi daha pek çok psikolojik tedavi yöntemi psikoterapi ve hipnoterapi altında birlikte kullanılarak optimal sentezlere ulaşılır.Bu anlamda psikoloji eğitimi psikolojik teori ve terapiler mesleki hakimiyet ve tecrübe önemlidir.(örneğin:davranışçı terapi,bilişsel terapi,varoluşcu terapi,vb….)
Gerekli görüldüğü durumlarda yaş geriletmesi kullanılarak erken çağlarda çocukluk ya da ergenlik dönemlerinden kaynaklanan olumsuz hatıra ve izlenimler silme ,yüzleştirme, duygu veya anlam değiştirmek suretiyle sorunun ilk tetikleyici noktasından yola çıkarak sonuca ulaşılabilir.
Temel bilinçaltı yöntemleri ile imgesel olarak bilinçaltı düzeyde yaşananlar incelenerek bunların çözümlenmesi sağlanır.
Bilinç düzeyinde korkmanın gereksiz olduğu bilinse de bunun bilinçaltına da anlatılması bilinç altınında bunu kendi dilinde bilmesi ve kabullenmesi sağlanır.
Psikoterapi seansları psikolojik olarak bilinç düzeyinin de buna hazırlanması ,rahatlamayı gevşemeyi öğrenmesi ,özgüven oluşturulması,kabullenmesi , anlaşıldığını bilmesi gibi sorunu yaşayan kişi açısından çok önemli ihtiyaçların karşılanmasında kullanılır.
Hipnoz ve hipnoterapi seansları içerisinde tüm engellerin kaldırılmasının ardından hipnoz altında imajinasyon teknikleri kullanılır . Kişi bunu bilinçaltının ve bilincinin görmesi kabullenmesi ve yaşadığı korkunun anlamsızlığına karar vererek dışlaması neticesinde bu sorundan tamamen kurtulup geride bırakır.

Kendine ,psikoterapistine olan güven ,çözüleceğine olan inanç, çözülmesine dair istek ,doğru yöntem ve terapi
Sonuç
İnsanın altından kalkamayacağı çözemeyeceği hiç bir şey olmadığı , kokudan korkmaktan başka korkulacak bir şey olmadığıdır.

Psikolog Tülay KÖK

www.antalyahipnoz.com